Başkan Mısırlıoğlu sözlerine Şehit Önder Özen’i rahmetle anarak başladı. “Haftanın başında yüreklerimizi dağlayan bir olayla haftaya başladık. İlimiz Sinanpaşa ilçesi Çobanozü köyü nüfusuna kayıtlı Irak’ın kuzeyinde şehit düşen Önder Özen kardeşimizin haberini aldık” diyerek sözlerine başlayan Başkan Mısırlıoğlu “Bu haberle beraber Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi ilimizde başta olmak üzere ailesinin ocağına, Türk milletinin ocağına ateş düştü. Tabii ateş düştüğü yeri yaktı, geçti. Allah gani gani rahmet eylesin şehidimize. Ailesine, yüce Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum dedi. Başkan Mısırlıoğlu” Şehidimizin cenazesine katılım sağladık hep beraber ilimiz protokolüyle, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen vatandaşlarımızla, siyasilerle, protokol üyeleriyle. Oradaki manzara hepimizin yüreklerini dağladı. Şehit çocuğumuzun orada babasının resmine toplu iğneyi geçiren askeri personele “babama iğne batıyor” şeklindeki sözleri hakikaten yani yüreklerimizi dağladı. Hepimizin içini burktu. Tarifi mümkün olmayan bir acıyı da hepimize hatırlatmış oldu “diye ifade etti.

Başkan Mısırlıoğlu “Değerli basın mensupları, ben Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yaptım. Terörle mücadelede bulundum. Helal hoş olsun bu ülke için, bu vatan toprakları için, bu bayrak için, bu millet için mücadelede bulunduk. Hepimiz. Biz bir maaş karşılığında da oralarda görev yapmadık. Biz vatan görevi namus borcu olarak gittik ve onu da alnımızın akıyla, layıkıyla yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Orada bir sürü buna benzer olaylar, buna benzer hadiselerle karşı karşıya geldik, yaşadık. Yanımızdaki arkadaşlarımız olsun, başka bir birlikteki kardeşimizin şehadete ermesiyle olsun, çatışma bölgesinde olsun, bir sürü buna benzer olaylar yaşadık. Bu olayların hepsini yaşarken söz konusu vatansa gerisi teferruattır diye yola çıkmış insanlar olarak bu ülkenin birliğini, beraberliğini önceleyen, bölünmez bütünlüğünü savunan bir anlayışla oralara gittik. Bugün baktığımızda ülkemizin her tarafında şehit analarımız var. Şehit yavrularımız var. Şehit ailelerimiz var. Bunu söylerken boğazıma kelimeler düğümleniyor. Çok ocaklara ateş düştü, çok ocaklar söndü. Gerçekten telafisi mümkün olmayan bir felaket yaşandı ülkemizin her yerinde. Ülkemin her bölgesinde inanıyorum ki seksen altı milyon insanın uzaktan yakından mutlaka bir şehit akrabası veya bir şehitle yakın bağlantısı vardır. Hepimizin şehitlerimize seksen altı milyonun öz kardeşi kadar yakın olduğumuzu düşünüyorum. Onlar bizlerin bu vatan toprağında bir ve beraber yaşamamız, ay yıldızlı bayrağın altında onurumuzla gururumuzla yaşamamız için canlarını gözlerini kırpmadan feda ettiler. Allah onlardan razı olsun” dedi.

“Biz bunları yaparken yaptığımız mücadele gerçekten vatanımızı, birliğimizi, beraberliğimizi önceleyen, savunan bir mücadeleydi. Ve biz bu mücadeleleri verirken bir menfaat, bir çıkar, bir beklenti efendim buradan bir kariyer sahibi olalım düşüncesinde değildik ve değillerdi” diyen Başkan Mısırlıoğlu” Bugün de şehit olanlar aynı düşüncedeler. Ve aynı kararlılıkla şehadete gidiyorlar. Ülkenin birliğine, beraberliğine kast eden kişi veya kişiler, kurum veya kuruluşlar, gruplar kim veya nereden, ne çaptan, kimlerle yapılırsa yapılsın asla kabul edilemeyecek, asla bunlarla oturup müzakere edilemeyecek önemli ve kutsal bir davadır. Böyle bir vatan davasını sürdüren insanların canı ve kanı üzerinden mutabakat yapmak, müzakere sağlamak, bakın arkadaşlar devletler arası bir savaşta şehit düşmedi evlatlarımız. Dünyada Türk düşmanları tarafından, Türk devleti düşmanları tarafından kurgulanmış maşa olarak kullanılan paçavra şeklindeki örgütlerin kurmuş olduğu paralı düzeni uyuşturucuyla birlikte toplumun üzerine arasına sokulan neydi belirsiz çapulcu gruplarının yapmış olduğu tuzak ve kumpaslarla, biz Mehmetçiklerimizi şehit verdik” dedi.

Başkan Mısırlıoğlu” Vatan evlatları şehit düşerken ben niye ölüyorum diye düşünmedi, sorgulamadı. Her şeyi bıraktı. Ya istiklal ya ölüm dercesine ölüme atladı bu kardeşlerimiz. Şehit cenazelerinde şehitler ölmez vatan bölünmez kanımız aksa da Zafer İslam’ın sloganları atılıyordu. Bugün neredeyse haberini bile televizyonların alt yazı olarak sanki sıradan bir olay gibi küçük puntolarla geçiştiriyoruz. Başkan Mısırlıoğlu, Afyonkarahisar Belediyesi tarafından açılan Patiköy Mama Tesisleri dolayısıyla Belediye Başkanı Burcu Köksal'a teşekkür etti. Tesisin açılış töreninde birlik ve beraberlik mesajı veren Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı'na destek açıklaması yapan Mısırlıoğlu, "Valimiz orada yaptığı konuşmada benim dile getirdiğim iktidarıyla muhalefetiyle Afyon Masası kuralım çağrıma benzer bir açıklama yaptı. Sayın Valimiz birlik ve beraberliği vurguladı, teşekkür ediyorum" dedi. Başkan Mısırlıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Hakikaten şu dönemde herkesten her zamandan her dönemden ayrı birlik beraberliğe çok ihtiyacımız var. On yedi ilçemiz merkez ilçeyle beraber on sekiz ilçemizin özelinde dört yüz yirmi köyümüzün dört yüz elli sekiz mahalle ve kasaba yerleşim mahalle yerleşim yerlerimizi kırk iki tane beldemizin tamamında Afyonkarahisar'ın tüm kesimlerini temsil eden siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, milletvekilleri, kamu kurumu yöneticileri ve idarecileri, il özel idare bünyesinde tamamımız fikir birliği, uyum birliği içerisinde memlekete hizmet etmek için seferberlik halinde çalışmaya ilk olarak biz varız. Herkesi de Valimizin çağrısına kulak vermeye katılmaya davet ediyoruz. Bu belediye başarılı olsun olmasın meselesi değildir. Bu belediye bizim belediyemiz. Herkese eşit hizmet geliyor. Herkes aynı şekilde belediyenin verdiği imkanlardan faydalanıyor. İYİ Parti İl Başkanı olarak diyorum ki Sayın Valimizin önderliğinde tüm programlar gerçekten protokol kurallarına göre düzenlensin ve bunun uygulamasını da bizzat sayın valimiz ve belediye başkanımız takip etsin. Tüm kamu kurumları da buna siyasi partilerle beraber riayet etsinler.” Dedi.

Başkan Mısırlıoğlu, Altılı Masa sürecinde bir Cumhurbaşkanı Adayı etrafında birleştiklerini, milletvekili seçimlerine kendi adaylarıyla girdiklerini, bunun dışında kimseyle iş birliği yapmadıklarını belirtti. Mısırlıoğlu, “Siz de orada bir cumhurbaşkanı adayıyla ittifak yaparak onun altında girdiniz. Hüdapar'ı nereye koyacaksınız? Hüda-Par aleni destek verdi sizin adayınıza. Hüda-Par sanki çok masum bir partidir. Terörün değişik versiyonu, aynı örgütün değişik versiyonu bir siyaset partidir. Ne çabuk unuttunuz domuz bağlarını? Ne çabuk unuttunuz bunların asker ve devlet düşmanlığı programlarını, saldırılarını, bomba patlatmalarını” dedi.

Konuşmasında Ülkücü camiaya seslenen Başkan Mısırlıoğlu, “Ben Ülkücülere, dava arkadaşlarıma sesleniyorum. Asla ve asla hiçbir şey için geç değil. Bugün değilse ne zaman? Ülkede bugün birlikte beraberliğe ihtiyaç vardır. Bugün bugünlük beraberliği sağlamanın yolu, çatısı, merkezi bellidir, İYİ Parti çatısı. Bu çatının altına bütün arkadaşlarımı davet ediyorum. Bütün vatanseverleri davet ediyorum. Bütün Ülkücüleri davet ediyorum. Hepinize yetecek kadar mevkii de var, makamı da var, koltuk da var, sandalye de var. Ülkeyi birlikte yönetelim. Birbirimizle birlikte ekmeğimizi bölüştük yıllarca. Her şeyimizi paylaştık birlikte. Bugün niye paylaşamıyoruz? Partiler memlekete hizmet için bir araçtır. Amaç değil. Hizmet etmek istiyorsunuz. Davanızı mı yaşamak istiyorsunuz? İdarelerinizi iktidar bile almak istiyorsunuz. Alın size meydan” diye konuştu.

3 Mayıs Türkçülük günü kutlamalarına değinen Başkan Mısırlıoğlu” İYİ Parti olarak 3 Mayıs Türkçülük Günü kutladık. Cumartesi günü seksen bir ilden Türkiye’nin her yerinden, teşkilatlarımızın yoğun katılımıyla Ankara başkentin bütün sokaklarını İYİ Partililer işgal etti adeta. Ve orada bütün arkadaşlarımız birlik ve beraberlik içerisinde tek bir gayede toplandık. Türkçülük gününün önemine ve anlamına binaen bir kutlama yaptık. Türk dünyası tarafından bilinen, tanınan önemli sanatçıların konser verdiği, gösterilerin yapıldığı güzel bir program oldu. Bu programın kapsamında da Sayın Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu çok muazzam bir birlik, beraberlik kapsayan bir konuşması, ülkenin sorunlarının ve çözümlerinin içinde bulundurduğu bir konuşmasıyla da bu programı taçlandırılmış olduk. 18 ilçe olarak teşkilatlarımızla birlikte biz de yoğun bir katılım sağladık. Katılan teşkilatlarımıza, yöneticilerimize, partilerimize, kadınlarımıza, gençlerimize huzurlarınızla teşekkür ediyorum. Üç Mayıs Türkçülük günümüz kutlu olsun” ifadelerini kullandı.

Başkan Mısırlıoğlu” Üç Mayıs Türkçülük günü akşamı siyasi atmosferin gerginliğinden kaynaklı başbuğumuz Alparslan Türkeş’in kızı, Adana milletvekilimiz Sayın Ayyüce Türkeş de program bitişinden sonra babasının mezarına dua etmek üzere geçtiğinde bir grup tarafından mezara sokulmamak istenmiş. Ve burada hakikaten korumasına ve yanındaki danışmanına darp uygulanmış  yanındaki çalışma arkadaşları yaralanmış. Arkadaşlar bir Milletvekili Ankara’nın göbeği başkentte. Devlet tarafından dokunulmazlığı olan bir milletvekili, rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in kızıdır. Babası olan Başbuğ Alparslan Türkeş’i ziyaret etmek için birilerinden icazet mi alması lazım? İzin mi alması lazım? Emir mi alması lazım?  Bu nasıl bir kafadır? Nasıl bir hastalıklı kafadır? Nasıl bir manyakça tavırdır? İnsan babasının mezarına gitmek için herhangi bir siyasi partinin yöneticisinden izin mi alır ya? Bunlar şaşırmışlar. Bunlar şaşırmışlar. Babasının davasını sürdürdüğünü iddia eden partinin yöneticileri bugün onun babasının davasını düz yolda karaya oturtmuşlardır. Babasının o partiyi kurarken, Türk milletine hizmet ederken idealleri ve ilkeleri ve ülküleri vardı. O idealleri ve o ilkeleri doğrultusunda hizmet etmediler. Bugün rotadan çıktılar. Dem’li milletvekillerine güzelleme yapıyorsunuz. Başbuğ Alparslan Türkeş’in kızının yolunu kesiyorsunuz. Ya nesiniz siz ya? Allah aşkına. Uzaydan mı geldiniz? Nereden geldiniz ya? Aklınızı başınıza alın ya. Aklınızı başınıza alın. Ne yaptığınızın farkında bile değilsiniz. Hemen akabinde bir gün sonra ana muhalefet liderine bir saldırı oluyor. İşte siyasi atmosferin gerginliği, üslup bozukluğu, toplumu gerdi” ifadelerini kullandı.

Ekonomik gündemi değerlendiren Başkan Mısırlıoğlu” Bu gergin ortamda ekonomi çöktü arkadaşlar. Bu ülkede kuşun rüzgarından bile bizim ekonomimiz zatürre olacak bir durumda. Hata üstüne hata, hata üstüne hata derken bir İmamoğlu’nun tutuklanma operasyonunda Türkiye’nin hazinesinden 55 milyar dolar buhar olup gidiyor. Kimin parası? Her birimizin parası. Her bir bireyin kundaktaki bebeğin, mutfaktaki kadının fabrikadaki işçinin, gazetede çalışan basıncının, siyaset yapan hepimizin cebinden bir askeri ücret kadar para. Hani nas vardı? Faiz haramdı. Ne oldu da bugün faizler yüzde elli? Ticari faizler yüzde elli beş, yüzde altmış bandında arkadaşlar. Bunu nasıl düşüreceğiz? Bu ateşi nasıl söndüreceğiz? Hemen AK Partili bir milletvekili buna bir çözüm bulmuş. Demiş ki arkadaş vatandaşın döviz almasını engelleyelim. Yasaklayalım. Vatandaş döviz almasın. Bak dolar nasıl düşüyor? faiz nasıl düşüyor. Ekonomi düzlüğe çıkıyor demiş. Vallahi billahi bunlar uzaylı gibiler ya. Gerçekten uzaylı gibiler. Ne yapmak istediğini sorsan kendi de bilmiyor. Sayın Bakan 184 tane Türkiye genelinde OSB’miz var. 184 OSB’nin önüne denetim kulübeleri oluşturacağız diyor. Denetim merkezleri oluşturacağız diyor. Daha neyini denetleyeceksiniz bu adamların? 184 OSB’de 55 bin denetim gerçekleştirmiş Maliye Bakanlığı yetkilileri. Türkiye’yi kurtarmak istiyorsan OSB’de kolaylık getirmen lazım. OSB’deki tüccarlarına, iş adamlarıma önünü açabildiğin kadar açman lazım. Bu insanlar orada istihdama katkı sunuyorlar. Devletin vergi toplamasına katkı sunuyorlar. Resmi yasal yollardan ihracatını yapıyor bu insanlar. Aldığı belli, sattığı belli. Bunlar resmi. Bunları neyine denetleyeceksin? Afyonkarahisar’da Fabrikaların içine gelen malzeme belli. Hangi yerden kaça almış belli. Çıkışı da belli. Çünkü onu zaten şu anki günümüzde ticaret artık öyle güven üzerine çekle senetle yürümüyor. Kuruşuna kadar da o faturayı işlemeniz lazım. Vergiyi nereden kaçıracak bu iş adam? Sen git affettiğin beşli çetelere onlara karşı verdiğin müsemmaya bak sen ne yapacaksın? Beşli çeteye yüz seksen dört OSB’deki iş adamından fazla istisna gösterdiniz. Milyonlarca dolar vergilerini sildiniz. Onlara bak sen. Bunun yanında bakıyorum , 35 milyon trafik denetimi yapılmış yılbaşından bu tarafa. 35 milyon arkadaşlar. Bir çocuk motosikletiyle ehliyet yok kaçarken canından oluyor. Bir gariban işe giderken bir tane bandrolunu ödeyemediği, sigortasını yaptıramadığı için arabayla polisten kaçarken giriyor bir şahsın  bahçesine orada ölüyor. Devlet öyle bir polisiye tedbirleri aldı ki vatandaşa nefes aldırmaz hale geldiler. Her köşede polis. Her köşede bir denetim. Bu işin ucu ok yaydan çıkmış, fren patlamış. Gidiş hayra alamet değil. Emekli geçinebiliyor mu? Dar gelirli ev kirasını ödeyebiliyor mu? Bugün ev kiralarıyla ilgili Afyonumuzda 40 bin liralar konuşuluyor. 20-25 bin lira kira ödeyenler 40 bin lira kiradan bahsediliyor. Hangi vatandaşımız bu 40 bin lira kirayı ödeyebilecek arkadaşlar? Hangi vatandaşımız bu işin içinden çıkabilecek? Verdiğiniz yirmi iki bin yüz dört lira para. Yakında iki aile bir ev tutmaya çalışacak. Daha da ileri gidersek bir evin dört odası var oda oda kiralanacak. Ailelere herkes o odalarda kendi eşiyle ailesiyle orada yaşayacak. Durum buna gidiyor. İster bana kızın ister darılın” dedi.

Bir basın mensubunun “Milletvekili Ali Özkaya’nın montajla fes takılmış fotoğrafını paylaştınız” demesi üzerine Mısırlıoğlu, “Ben bir Milletvekilinin Kadir Mısıroğlu’nu bu ülkenin kıymetli bir değeri gibi anarak ve yad ederek yapmış olduğu konuşmayı aslında eleştirdim. Bakarsanız konuşma, paylaşımımın yazılı kısmında bu var. Fotoğrafın montaj olduğu da var. Ama dedim ki arkadaşlar bu montajda yani montajlı fes resmime takılı kalmışlar. Bu adam Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı. Ali Bey fes de giyebilir, bunu yadırgadığım için bir şey söylemiyorum. Ben dedim ki, umuyorum, inanıyorum ki Ali Bey de bunu tiye almak için böyle yapmıştır, dedim. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde büyük bir savaş verilmiştir bu topraklarda. Yedi düvele karşı savaş verilmiştir. Cumhuriyet’in bu topraklarda temelleri atılmıştır. Devlet bu topraklarda kazanılan zaferden sonra kurulmuştur. Dolayısıyla bu devletin kurucu önderine öldüğü gün ben o dokuzu beş geçe gider vaktimi şurada geçirdim diyen bir adama,’keşke Yunan galip gelseydi’ diyen bir adama Afyonkarahisar’ın milletvekilinin seçilmiş bir adamın yad etmesi, saygı duyması beni derinle vicdanımı da yaralamıştır. Beni de üzmüştür” ifadelerini kullandı.