Afyonkarahisar Sanayici ve İşadamları Derneği (AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Sayın, salgın döneminde iş dünyasının zorlu dönemden geçtiğini belirterek, çözüm yolları sundu. İş dünyasının motivasyonunun artırılması, ihracat rakamlarının daha da yükseltilmesi için önerilerde bulunan Kadir Sayın, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

 “En gelişmiş devletleri bile sarsan bu salgında, ülkemizdeki bütün kurumlar gibi iş dünyası da çok zorlu bir dönemden geçmekte.

Bütün sektörlerde daralma yaşandığı, ticaretin hemen hemen durma noktasına geldiği bu süreçte, iş dünyası ek tedbirler, kendi içinde aldığı pratik çözümler ve devlet tarafından verilen ilave teşvik sistemleri ile ayakta kalmak için büyük çaba göstermektedir.

Ancak bu normalleşme sürecinde iş dünyasına sağlanan desteklerin tekrar gözden geçirilip, kapsam bakımından tekrar düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Yapılacak değişimler için bu süreç fırsat olarak görülmeli ve zaman kaybedilmeden gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Bu kapsamda mevcut duruma şöyle bir baktığımızda, bankaların ticari kredi limit yenilemelerinde maksimum binde 2,5 komisyon alınabileceği hususu, BDDK en son aldığı kararla kanunlaştırılmış olup, bu değişiklikle komisyon alınıp alınmaması bankaların insiyatifine bırakılmıştır. Yönetmelik ya da kanunda yapılacak değişiklik ile bu komisyon ücreti yükü iş insanlarının sırtından alınmalı, iş insanları kullanmadığı kredinin limit güncellemeleri için komisyonlar ödememelidir.

Kişisel Verilerin Korunması kanunu ile ilgili de sıkıntılarımız var. Üretim ve ihracat yapan firmaların bu kanun kapsamı dışında olması gerekir. Üretici firmalar iş kanunun 4857 maddesine göre zaten kişisel verilerini paylaşamaz, devlet yasaklamıştır. Durum bu şekilde olmasına rağmen, Kişisel Verilerin Korunması kanunu üretici firmalara yıllık yaklaşık 80 bin TL bir danışmanlık ücreti yükü ile bu husus için en az bir personel tahsis zorunluluğu getirmektedir. Bu nedenle, üretici ve ihracatçı firmaların, maliyetlere yansıyan bu yükten kurtulması maksadıyla Kişisel Verilerin Korunması kanunu kapsamı dışında olması için, gerekli çalışmalar bir an önce başlatılmalıdır.

Elektrik ve doğal gaz fiyatlarının belirlenmesinde uygulanan mevcut tarifeler daha da çeşitlendirilerek, üretici ve ihracatçı şirketlerin daha indirimli fiyattan elektrik ve gaz kullanabileceği tarifeler oluşturulmalıdır. Bununla birlikte elektrik ve doğal gaz ödemelerinin de mevcut teşvik sistemi içine alınması için gayret gösterilmelidir. Yapılacak bu indirimler sayesinde üretim maliyetleri düşecek iç ve dış pazarda iş dünyasının rekabet gücü artacaktır.

Sanayi yatırımlardaki inşaat kalemlerinde KDV indirimi yapılması hususu gündeme taşınmalı, yapılacak çalışma ile iş insanları üzerindeki bu yük hafifletilmelidir.

İletişimin arttığı, bunun yanında da dünyanın küçüldüğü, pazarlardaki değişikliklere uyum için süratli hareket edilmesi gerektiği bir dönemde, maden sektöründeki izin ve ruhsat süreçlerinin sadeleştirilmesi ve hızlandırılmasına ihtiyaç vardır.

Dünyada süratle değişen pazar koşullarına yetişebilmek için mevcut doğal taş ve mermer ocaklarının sayısını arttırmak maksadıyla, yatırımcılar tarafından gösterilen çaba ve mücadeleye rağmen, çok uzun süreli yazışmalar neticesinde alınan ruhsatlar, daha kazanılmadan yatırılan harçlar gibi, yıllardır bir sonuca bağlanamayan hususlar, maden ve doğal taş sektöründe ihracatı olumsuz etkilemektedir. İş dünyasının motivasyonunun artırılması, ihracat rakamlarının daha da yükseltilmesi için maden ve doğal taş sektörünün bu sorunlarına bir an evvel çözüm bulunulmalıdır.

Mevcut kanunlar, çalışan haklarının korunmasına yönelik olup, var olan işverenin potansiyel suçlu görülmesi şeklindeki ön yargıdan artık vaz geçilmesi gerekmektedir. Bu yargının yıkılıp, meydana gelen olay karşısında iş veren gibi çalışana da sorumluluklar yükleyen, iki tarafa da eşit yaklaşım sağlayan kanun ve yönetmelik değişikliklerinin bir an önce yapılması gerekmektedir. Bütün tarafların yaptıklarından ya da yapamadıklarından dolayı sorumlulukları olmalıdır.

Pandemi sürecinde devlet, pandemi ile ilgili iş verenlerin iş yerlerinde alacağı ilave tedbirler ile ilgili bir genelge yayınlamış olması hasebiyle, bu tedbirlerin tam uygulanmaması sonucu meydana gelecek hastalanmalar ve ölümler nedeni ile pandemide de sorumluluğu yine işverene yüklemiştir. Ancak çalışanlara covid 19 bulaşması hususunda, bulaşma yeri ve şeklinin tespiti daha net bir şekilde ortaya konulamadığı ve tespit edilmesinin daha müphem bir konu olması nedeni ile iş insanlarına verilen bu sorumluluğun tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.

İçinde bulunduğumuz şartlara baktığımızda kabul etmeliyiz ki pandemi artık hayatımızın bir parçası. Bu nedenle, kanun koyucu tarafından süreç iyi değerlendirilip yönetilmeli, kanun ve yönetmeliklerde yapılabilecek küçük değişiklikler ile sistem rahatlatılmalıdır. Akabinde ülke olarak, iş insanları olarak daha iyi noktalara geleceğimizden kuşkum yoktur.”