9724,50%-0,42
35,17% 0,27
36,74% 0,95
2971,16% 1,41
4806,92% 0,71
Lösemiye dikkat çeken İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Serhat Korkmaz, “Lösemi için her bir farkındalık, bir umut demektir” dedi.
2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle yazılı basın açıklaması yapan Afyonkarahisar İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Serhat Korkmaz, hastalıkla ilgili detaylı bilgiler vererek, şifa yöntemlerini anlattı. Müdür Korkmaz şunları söyledi:
“Lösemi (Kan Kanseri), normalde farklı tiplerde kan hücrelerine dönüşecek olan hücrelerden köken alan ve çocukluk çağında en sık görülen kanserdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC) verilerine göre; 2022 yılında Dünyada 0-14 yaş aralığında 64.566 vaka sayısı ile çocukluk çağında görülen tüm kanserlerin üçte birini (%31,9) oluşturmuştur. Ülkemizde de dünya ile benzer biçimde, çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık üçte birini (%34,3) lösemiler oluşturmaktadır.
Lösemi zamanla yarışan bir hastalıktır ve erken tanı bu yüzden çok önemlidir. Lösemiye neden olan atipik hücrelerin üreme hızları, diğer kanser türlerindeki hücrelerin üreme hızlarına göre çok daha hızlıdır ve tümör yükünü saatler içinde katlayarak artırırlar. Bu da hastanın hayatını ciddi şekilde tehdit edebilir.
Akut lösemide tanı ve tedavi uygulamalarındaki yenilikler, destek tedavilerinin gelişmesi ve daha etkili ilaç birlikteliklerinin uygulamaya girmesi gibi son yirmi yıldaki gelişmeler; hastaya özgü tedavilerin seçilebilmesini ve daha uzun süre yaşama şansı verirken diğer yandan daha az kemoterapi toksisitesi sağlamaktadır. Bazı lösemi tiplerinde hasta çocukların %80-90'ı tekrarlama olmadan, 5 yıl süre ile sessiz kalabilmekte ve bu hastaların tamamen iyileşmesi ile sonuçlanabilmektedir.
Çocuğun doktora gitmesini sağlayacak belirtilere yol açtığında, çocukluk çağı lösemilerine tanı konabilmektedir. Başvuru sonrası hekimler tanı koyma sürecinde lösemiye işaret edebilecek kan testlerini uygular. Lösemileri erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır. Tanı, esasen hastanın şikâyet ve muayene bulguları değerlendirilirken lösemi ihtimalinin göz önünde bulundurulmasına dayanır. Çocukluk çağı lösemilerinin en sık başvuru bulgularının hastayı ilk gören hekim tarafından bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür. Erken tanı 3 bileşenden oluşur: Ailelerin ve birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcılarının belirtilere ilişkin farkındalığı; doğru ve zamanında klinik değerlendirme, tanı ve evreleme (kanserin ne ölçüde yayıldığının belirlenmesi); hızlı tedaviye erişim için bilgilendirme ve yönlendirme. Lösemi şüphesi sonrasında yapılacak kan testleri ile tanı netleştirilebilir.
Lösemi belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Kansızlık (anemi); enfeksiyonlara yatkınlık, sık hastalanma, yüksek ateş; çeşitli kanamalar (burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altı kanaması gibi), ciltte sık sık çürük/morluk oluşumu, kanamanın güçlükle durdurulması; iştahsızlık, kilo kaybı; dalak ve/veya karaciğerde büyüme; lenf düğümlerinde şişlikler (ciltte ele gelen yumrular); halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, çarpıntı; kemik ve eklemlerde ağrılar, şişlik ve hareket kısıtlılığı. Çocukluk çağı kanserlerinin genetik nedenleri kanserli çocukların yalnızca küçük bir kısmında geçerlidir.
Yukarıda sayılan belirtilerden birçoğunun lösemi dışı herhangi başka bir sebepten de kaynaklanabileceği ve aslında bu ihtimalin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Ancak, anılan belirtilerin var olması halinde bir hekim tarafından kontrol edilerek olası nedenin saptanması ve tedavinin düzenlenmesi önem arz etmektedir.
Çocukluk çağı lösemilerinin, yaşam tarzı ve çevre ile ilgili olası sebepleri çok azdır. Bu nedenle çoğu durumda anne-baba ve çocukların bu kanserleri önlemek için bireysel bazda yapılabilecekler sağlıklı yaşam bileşenleri ile sınırlıdır.
• Lösemi için her bir farkındalık, bir umut demektir.
• Lösemiye dikkat çekelim, hayatlara dokunalım.
• Lösemiye karşı bir adım atalım, geleceği kucaklayalım.”