Cemil PASLI


Ahiretlik

Aile, Eğitim ve İletişim Uzmanı Cemil Paslı'nın kaleminden...


Eskiler kadim dostlarına “ahiretlik” derlerdi.

Ahiretlik kelimesiyle öldükten sonra da iletişim halinde olmak istedikleri dostlarınıkasd ederlerdi.

Ölüm inanan insan için tam bir turnusol kağıdıdır.

Her şeyin gerçeği ölüm ölçüsüne vurulduğunda katıksız olarak ortaya çıkacaktır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) “hayat hayat değildir, ancak ahiret hayatı hayattır” sözü ile her işin gerçeğinin “ahiretlik” olması ya da olmamasına bağlamıştır.

Dünya pay, ahiret paydadır.

Ahireti boş olanın dünyası da bomboştur.

Sahip olduklarımıza bu açıdan bakalım.

Kaçı ölüm sonrasına geçebiliyor…

Mal, makam, para, şan, şöhret…

Ve dostlar, dostluklar…

Kaç tane ahiretlik dostumuz var?

Cennet “alesururin mütekabilin/karşılıklı tahtlar üzerinde” oturup dünyadaki hatıraları yad edip mutlu olacağımız kaç dostumuz?

Eşimizle ilişkimiz ahiretlik mi?

Onun hurilerden daha güzel yaratılıp ebedi bir arkadaş olarak yeniden bir araya geleceğimize seviniyor, ona o gözle bakarak sevgi, muhabbet ve meveddetimizi her geçen gün daha çok artırıyor muyuz?

Çocuklarımızla da cennette de buluma hedefiyle ailenin o muhteşem tadını yaşayacağımız inancıyla her geçen günde sevgi ve şefkatimizi artırıyor muyuz?

Günde beş vakit camide beraber olduğumuz cemaatle cennete de görüşeceğiz duygusuyla hepsinden önce selam verip, güleryüzle; “sen benim ahiretlik dostumsun kardeşim benim” duygusunu aktarabiliyor muyuz?

Mümin mümini sevmek zorunda; mümin mümine selam vermek zorunda, mümin ona selam verirse o selamı almak zorunda.

Ben istediğim mümini sever, istediğimi sevmem, istediğime selam verir, istemediğime selam vermem, istediğimin selamını alır, istediğimin selamını almam diye Allah’a iman etmemiştir ve ilişkileri dünyalıktır ve ahirette nasibi yoktur.

"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!"   (Müslim I, Kitab el-İman, 113; Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbniMace, Mukaddime 9, Edeb 11.)

 

Gece gündüz ibadet eden, namaz kılan, oruç tutan bir kadın övgü ve sitayişle Hz. Peygamber (s.a.v.)’e anlatıldı. Peygamberimiz komşularla ilişkilerini sordu.

Komşularla ve insanlarla ilişkilerinin iyi olmadığını söylediler.

Hz. Peygamber (s.a.v.) “Onda hayır yoktur” buyurdu.

Şahsi ibadetler hasenattır.

Topluma yönelik yapmakta zorunda olduğumuz davranışlar salihattir.

Namaz hasenattır, tanıdığın tanımadığın herkese selam vermen salihattir.

Kıldığın namaz (hasenat) tanıdığın tanımadığın herkese selam vermeni (salihat) sağlamıyorsa;

sen “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,Onlar namazlarını ciddiye almazlar.” (Maun, 107/4-5) ayetinin tam olarak muhatabısın.

İslam toplumunda gülümseyerek birbirine selam veren insanlar yarış halinde olmalı.

Topluma rahmet ve sekinet inmesinin yolu buradan geçiyor.

Rahmet inmesi için gülümseyerek önce gönüllerimizi açmamız gerekiyor.

Kalbe gönle inmeyen rahmet buluta, toprağa, dağa, taşa inmez.

Kâinatın halifesi biziz.

Biz amellerimizle ne istiyorsak Allah Teâla ona göre muamele ediyor.

Toplumda bir şeylerin daha iyi olmasını isteyen herkes önce ve sadece kendine baksın.

Şunu kesin olarak bilelim ki; biz düzelirsek âlem düzelir.

Bizim dışımızla uğraşımız nafile ve gıybet, iftira, sui zan gibi günahlarla dolu.

“Veysel eli ni’deceksin

Herkes ettiğini bulur

Önüne bak düşeceksin

Doğru gitsenutaşırsın.”(Aşık Veysel Şatıroğlu)

Haydi! Yarın çok geç olmadan ilişkilerimiz gözen geçirelim.

Bahardır. Gelin hayatımıza bir bahar temizliği yapalım.

“Ahiretlik” olanları ayırın, diğerlerini geri dönüşüme gönderin.

Sadeleştirin, saflaştırın hayatınızı; İsmi Kuddüs tecelli etsin üzerinizde.

“Kurnazlıklar yordu bizi yarenler, saf olalım.” (Cemil Meriç)

“Ben yoruldum hayat” diyenler taşıdıkları maskeler ve fazlalıklardan kurtulsunlar. Nasıl rahatladıklarını görecekler.