İsmail AKAR


Depreme alışmak


Depreme alışmak
İsmail AKAR

İsmail AKAR

E-Posta : afyongunfm@hotmail.com

Cuma akşamı Elazığ ve çevresinde deprem oldu. Deprem, başta Elazığ olmak üzere Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Tunceli, Samsun, Tokat, Çorum, Sivas, Niğde’de hissedildi ve yine başta Elazığ, Malatya olmak üzere bölgedeki diğer iller de de ciddi hasara neden oldu. 

Eski bina öldürüyor

Önce bilgileri paylaşalım.

Elazığın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından hayatını kaybedenlerin sayısı 39a yükseldi. İlk tespitlere göre; 87 binanın yıkıldığı, 1287sinin ağır hasar aldığı, 56’sının orta ve 876’sının az hasarlı olduğu aktarıldı. Elazığdaki deprem sonrası AFAD koordinasyonundaki müdahale faaliyetleriyle enkazdan sağ çıkarılan kişi sayısı 45’e yükseldi

Bu depremde gösterdi ki sağlam olmayan binalar deprem sonrası mezarlık haline dönüşüyor. Özelikle yeni binalarda ise hasar az oluyor. İşte  Elazığ depremindeki Dilek Apartmanı çarpıcı bir örnek.

Evet, çok sayıda yenilenen, güçlendirilen yapı var ve her ne kadar felaket senaryoları olumlu yönde değişiyor gibi görülse de en iyimseri bile tüyler ürpertici. Hem tek ya da parçalı kırılsa dahi fayın yıkıcı etkisi hem de bu etkiyle birlikte oluşabilecek diğer tehditler açısından.

Şöyle ki; İstanbul’da yaklaşık bir milyon 600 bin bina var. Yüzde biri etkilense bu 16 bin bina ve binlerce insan demek.

Dahası İstanbul’da mahalle aralarında yüz binlerce ton parlayıcı, patlayıcı, zehirli toksik kimyevi madde üretiliyor, depolanıyor, kullanılıyor. 

Algı ve Gerçek

Bilim adamlarının açıklamaları dikkate alınmamıştır. Gerekli önlemler yeterince alınmamıştır.İstenen ve beklenen denetimler yapılmamıştır.İmar Affı sayesinde kaçak yapılar ruhsatlamaya tabi olmuştur.Daha önce deprem vergisi olarak çıkan ve sonrasında sürekli hale gelen vergiler gerçek amacına harcanmamıştır diyebiliriz.

Ancak tüm bunlara rağmen deprem sonrası yapılan dayanışma Türk Milletinin acıda kederde  ve  kıvançta birleşmesinin de göstergesi olarak bir kez daha kendini göstermiştir.

Doğrusu şu yoksullar tehlikeli binalarda oturmaya devam ediyor.Varsıllar ise depreme dayanıklı binalarda oturuyor ülkemide.Acı herkesin hepimizin acısıdır.Gölcük depreminde bunu gördük.Elazığ depreminde algı yerine gerçekle yüzleşmek gerektiğinin de farkına vardık aslında. 

Ne yapılmalı

Fay hattında bulunan ülkemizde o bildik sözü tekrar etmekte yarar var.’Depremle yaşamaya alışmalıyız’ ve ‘Deprem değil ihmal öldürür’ Peki bu depremden alacağımız ders ne olmalı…

Yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmelidir. Kaygan ve ovalık bölgeler iskana açılmamalıdır. Konutlar gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapılmamalıdır.

Yapılar deprem etkilerine karşı dayanıklı inşa edilmelidir. (Yapı Tekniğine ve İnşaat Yönetmeliğine uygun olarak)

İmar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmamalıdır.

Dik yarların yakınına, dik boğaz ve vadilerin içine bina yapılmamalıdır.

Çok kar yağan ve çığ gelen yamaçlarda bina yapılmamalıdır.

Mevcut binaların dayanıklılıkları artırılmalıdır.

Konutlara deprem sigortası yaptırılmalıdır.

Bu önlemlerin yanı sıra, yapısal olamayan, yani binadan değil de eşyalardan kaynaklanacak hasarlardan korunmak için günlük kullandığımız eşyalarımızın ev içerisine yerleştirilmesinde aşağıda sayılan önlemleri almalıyız: 

Ev içinde alınacak önlem

Dolap üzerine konulan eşya ve büro malzemeleri kayarak düşmelerini önlemek için plastik tutucu malzeme veya yapıştırıcılarla sabitlenmelidir.

Soba ve diğer ısıtıcılar sağlam malzemelerle duvara veya yere sabitlenmelidir.

Dolaplar ve devrilebilecek benzeri eşyalar birbirine ve duvara sabitlenmelidir.

Tavan ve duvara asılan avize, klima vb. cihazlar bulundukları yere ağırlıklarını taşıyacak şekilde, duvar ve pencerelerden yeterince uzağa ve kanca ile asılmalıdır.

İçinde ağır eşyalar bulunan dolap kapakları mekanik kilitler takılarak sıkıca kapalı kalmaları sağlanmalı.

Tezgah üzerindeki kayabilecek beyaz eşyaların altına metal profil koyarak bunların kayması önlenmelidir.

Gaz kaçağı ve yangına karşı, gaz vanası ve elektrik sigortaları otomatik hale getirilmelidir.

Binadan acilen çıkmak için kullanılacak yollardaki tehlikeler ortadan kaldırılmalı.

Geniş çıkış yolları oluşturulmalıdır. Dışa doğru açılan kapılar kullanılmalı, acil çıkış kapıları kilitli olmamalıdır. Acil çıkışlar aydınlatılmalıdır.

Tüm bireylerin katılımı ile (evde, iş yerinde, apartmanda, okulda) “Afete hazırlık planları” yapılmalı, her altı ayda bir bu plan gözden geçirilmelidir. 

Aslında depremle yaşamaya alışacağız.Başka yolu yok.Fakat tedbiri alacağız takdiri de Allah’a bırakacağız.Deprem sonrası yaşamını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.Ulusumuzun başı sağ olsun.

   27 Ocak 2020 Pazartesi 18:42