Celal Bursalıoğlu
E-Posta : cb.oglu03@gmail.com
Üzerinde PKK’ya ait belgeler taşıyan Fransız bir gazeteci Loup Bureau’yu, Güney Doğuda Türk Askeri yakalayarak adalete teslim etmişti. Gazeteciye; terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan çıkarılan mahkemece ceza verilmiş ve Şırnak Cezaevine konulmuştu.
Bizde “eyyyy Fransa, bu ülkeye kim ihanet ederse cezasını çeker” demiştik.
Ama işin aslı öyle olmadı. Devreye Fransa Cumhurbaşkanı Macron girdi. Ayrıca Fransa Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldi. Ne olduysa o zaman oldu ve Fransız gazeteci Bureau Şırnak Cezaevinden salıverilerek, Fransa’ya hoooop uçuverdi.
Yine bir gazeteci olayı yaşadık. Bu sefer Türk asıllı Alman vatandaşı olan gazeteci Deniz Yücel’di. Yücel’de aynı benzeri suçlardan Türkiye’de yakalandı. Çıkarıldığı mahkemece Türk kanun ve hukuklarına göre suçlu olduğu için cezaevine konuldu.
Bizde “eyyyy Almanya, bu ülkeye kim ihanet ederse cezasını çeker” demiştik.
Ama oda öyle olmadı. Almanya Başbakanı Merkel devreye girdi. “Bizim gazeteciyi derhal serbest bırakın. Yoksa ilişkilerimiz bozulur” dedi.
Bir gece yarısı Türk asıllı Alman Gazeteci Deniz Yücel Almanya’ya hoop uçuverdi. Nasıl mahkeme oldu, nasıl serbest kaldı bizim hukukçular şaştı kaldı.
Derken al kızı ver papazı oyunu başladı. Pardon dilim kaydı oyun değil, yine Türkiye’nin iç işlerine karışma olayı.
Bu papaz az buçuk papaz değildi. Hem Feto’ya, hem de PKK’ya yardım ve yataklık ayrıca casuslukla suçlanıyordu. Evet, bu papaz Amerika vatandaşı bir papazdı.
Ama bizimde bir Reisi Cumhurumuz vardı. Reisi Cumhurumuz yaptığı açıklamada “Papazın PKK ve FETO ile yaptığı çalışmalarla ilgili elimizde görüntüler var. Türk Yargısı bağımsızdır. Başkalarının isteğine göre karar vermez” dedi. Yakalanan bu kişide Papaz Brunsun’du.
Sonrası malum, Dolar 7 lirayı buldu. Enflasyon tavan yaptı. Ekonomi çöktü. Bunların hepsini bizim meşhur Papaz yaptı diye açıklamalar geldi.
Arkasından devreye Amerika Başkanı Trump girdi. Trump, “Derhal bırakmak zorundasınız, bırakmazsanız sonucuna katlanırsınız” dedi.
Bizde, “eyyy Amerikalı Trump, bu ülkeye kim ihanet ederse cezasını çeker” deyiverdik.
Derken papazın mahkeme günü geldi çattı. Önce gizli tanıklar verdikleri ifadeleri değiştirdi, sonra savcı daha az ceza istedi. Mahkemede bu istenilenleri göz önüne alarak papaza çok az bir ceza kesti. Yattığı cezada göz önüne alınarak diğerleri gibi hooop Amerika’ya uçuverdi.
Bu arada Gecek Kaplıcalarının havuzu değil, Türkiye’nin havuz medyası, Papazı sınır dışı ettik diye böbürlenmeye başladı. Bir başka kanalda, “Papaz, 15 Temmuz’da canı pahasına İzmir’i Fetoculardan savunmuş” dedi. Bir diğeri de, “papaz aslında Müslümanmış biz yanlış anlamışız” deyiverdi.
Yani, “büyük lokma yedikte, büyük lokma kursağımızda kaldı” lafını edemedik. Bu durumda Türkiye’de hukukumuz yerle bir oldu. Hukuk bize mi, biz Hukuka mı hükmediyoruz sorusu gündeme geldi.
Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum. Allah’a emanet olun.
