Gündem yine salgın, yine virüs. Fakat bu virüs döneminde bir de piyasada fırsatçılar türedi. Kimdir bu fırsatçılar, nasıl davranırlar? Aslında bu fırsatçılar yeni türeyen bir kavram değildir. Sıkıntılı günlerde ortaya çıkarlar. Halkın ihtiyacı olan ürünleri bilirler. Bunları stok ederler ve istedikleri parayı alınca bir ürünü olduğunun iki üç katına satarlar. Bunu yaptıkları için de kendilerini ticaret dehası olarak görür ve gururlanırlar. Bu fırsatçılar günlük yaşadıkları için işin öbür tarafını düşünmezler. Hak, hukuk onlar için önemli değildir. Onlar için önemli olan ceplerindeki sıfırı bol olan paralardır. Son zamanlarda da ticaretle uğraşan bazı yerlerde bunu çok sık görmeye başladık. Virüs öncesi bir lira olan bir şey virüs döneminde beş liradan halka satılıyor. Neden halkın ihtiyacı var. Ya alacak ya da alan biri zaten bulunacak. Doğru olmak, güvenilir olmak dinimizin bir gereğidir. Çünkü Müslüman dürüsttür. Peygamber Efendimiz (SAV) “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir. Bizi aldatan bizden değildir” buyurmuşlardır. Hud Suresi 112.ayete Cenab-ı Hak (c.c) “O halde emrolunduğu gibi dosdoğru ol” buyurmuşlardır. Bize de Müslüman olarak yakışan doğruluk, dürüstlüktür, FIRSATÇILIK değil. Fırsatçılık, ahlakın, doğruluğun, yardımseverliğin bir arada olduğu Ahilik anlayışına da tamamen zıttır. Virüsler gelir, virüsler geçer. Ama bu halk fırsatçıları unutmaz. O nedenle bu fırsatçılara tavsiyem üç günlük dünya hayatı için ebedi hayatlarını riske atmamalarıdır. Rahmetli Barış Manço’nun bir şarkısında dediği gibi; Diyeceğim o ki kişi yetinmeli, Yaşam dediğin kısacık bir çizgi, Namus, şeref, onur hepsi güzel ama En önemlisi helal alın teri