Seda SEÇER


ÇOCUK (H)AKLI..!

Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Okul Öncesi Öğretmeni Seda Seçer'in kaleminden...


Çocuk aklı, gerçekte küçümsenmemesi gereken akıldır, ters köşeye yatırabilir. Çocuk psikolojisiyle yakından ilgilenenler açısından bile karmaşık bir hal gösteren çocuk aklının nasıl işlediği, çocuk aklının incelikleri bilinenden farklıdır.

Fransız biyolojist Jean Piaget’nin Çocukta Dil ve Düşünme ile Çocukta Karar Verme ve Akıl Yürütme adlı birbirini tamamlayan iki kitabı, çocukların dünyasının bilinenden farklı olduğuna işaret ediyor.

 Jean Piaget; “Çocuklar; yetişkinlerden farklı olarak, yalnızca kendi keşfettikleri şeyleri gerçek anlamda kavrayabilirler” diyor ve  çocuk mantığının farklı işlediği, dilinin hayret verici bir çizgi izlediğini cümlesine ekliyor.

30 Ekim tarihinde güzel İzmir’imizde yaşanan deprem felaketinin yükü ile 91 saat sonra kurtarılan umudun adı Ayda oldu. Tedavi süresinden sonra Minik Ayda’dan video geldi. Ne istediği sorulunca herkesi duygulandıracak o sözler döküldü ağzından ‘ev kokusu istiyorum.’

Suriye’de yıllardır devam eden savaşın en büyük mağduru çocuklar oldu. Çocukların kimi hayatını kaybederek kimi de ağır yaralar alarak çocukluğunu kaybetti. 2014 yılında bombardımanda ağır yaralanan  Suriyeli çocuğun, “Hepinizi Allah’a şikayet edeceğim” sözleri tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. Çocukların ve masumların ahından korkun.

Hafızalardan silinmeyen bir diğer yaşanmış olay ise Ürdün’de gerçekleşti. Normalde çocuklar fotoğraf makinesi görünce kaçar, yüzünü kapatır ya da gülümserler. Fakat Ürdün’deki mülteci kampında öyle olmadı. Fotoğraf makinasını silah zannederek korkup ellerini havaya kaldıran kız çocuğunun fotoğrafını çeken Rene Schulthoff’tu ve bu fotoğraf hepimizi derinden etkiledi.

Dünya en büyük mülteci krizlerinden birini yaşarken binlerce sivil açlıkla pençeleşerek hayatta kalma mücadelesi verdiler. Yüzlerce çocuğun açlıktan ve bombalardan hayatını kaybettiği bu insanlık dramında, Suriyeli yavrular, yaşadıkları büyük acıları yazıya ve resimlere dökerek, feryatlarını dünyaya duyurmaya çalıştılar.

Küçük bir kızın yazdığı vasiyet mektubu, vicdanların nasırlaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Çizdiği resimle tabutun içinde kendini tasvir ederken, ailesine yazdığı vasiyette, “Bu benim vasiyetimdir. Canım annecim; Senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım; arkadaşlarıma de ki: ’O açlıktan öldü...’ Ve sen abiciğim; Üzülme; ama, ikimiz birlikte, ’Biz açız!..’ dediğimizi hatırla. Ey Ölüm meleği; Acele et ve ruhumu al ki artık cennette yemek yiyeyim. Ben çok açım. Ve ey ailem; Benim için korkmayın. Ben sizin yerinize de cennette yiyebildiğim kadar çok yiyeceğim” diyerek, okuyanların yüreklerini parçaladı.

Yıllar önce Balkanlar’da Srebrenica katliamı sonrasında ise; 4 yaşında bir çocuğun mezarı başındaki annesi, çocuğunun ölmeden önce yönelttiği soruyu aktardı.

”Anne, askerler çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi?“ diye sordu çocuk...

İşte, çocuk gözünde savaş gerçeği maalesef bu..!

Çocuk ölümü kabullenmiş de “bari kurşun küçük olsa” diyor aslında. Büyük kurşunun daha fazla acıtacağını düşünüyor belki de...!”

Çocuk aklı diye gülüp geçmeyin.

Bir daha bakın her gün baktığınız, baka baka ezberlediğiniz tabloya...

Bir de bakmışsınız ki bozulmuş ezber,

Çocuk aklıyla, haklıymış meğer.