Peygamberimiz; "Dünya malını ehline terk ediniz. Zira ondan ihtiyacından fazlasını alan kimse, şuursuzca kendini helâk etmiş olur" demiştir.
Allah Resûlü, ‘Mala ve mevkiye düşkün bir kişinin dinine verdiği zarar, bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarardan daha az değildir’ buyuruyor. (Tirmizî, “Zühd”, 43)
Makam, mevki, güç ve zenginlik düşkünlüğü sinsi bir hastalıktır. Hem Kur’an ayetleriyle hem de peygamberimizin onlarca sözleriyle “Koltuk Hırsı” şiddetle men edilmiş, insanı raydan çıkarabileceği, kendi kendini yok edebileceği vurgulanmıştır.
Ahir zamanda birçok insanda makam, mevki, güç ve zenginlik hırsı bitmez tükenmez bir şekilde saltanat haline dönüşüyor maalesef…
Afyon özelinde yazımızı şekillendirecek olursak: Oda, Dernek, STK, Siyaset, Bürokrasi koltukları birer birer değişime uğramaya başladı diyebiliriz.
Yıllarca koltukları zaptedenler birer birer düşmeye, yerlerine yeni isimler gelmeye başladı. Malumunuz oda seçimleri yapıldı, çok az bir bölümü kaldı yapılmayan… Baktığımızda yıllarca koltuklarını koruyanların bu dönemde kaybettiğini görüyoruz.
Olması gereken de buydu, bu olmalı…
Örneğin Esnaf Odaları Birliğinin yıllardır başında bulunan Abdülkadir Konak, ısrarla koltuğunu bırakmak istemiyordu. Ancak esnaf yeter artık dedi ve Cengiz Üstün’e yetkiyi verdi.
Yıllarca başkanlık etmiş diğer odaların başkanları da birer birer değiştirildi. Dernekler, sendikalar, diğer kurum müdürlükleri değişim rüzgarına kapıldı. Önümüzde ise 2023 seçimleri var ve değişim rüzgarının siyasette de olacağı kanısındayız.
Detaya girecek olursak; önümüzde ATSO ve Borsa seçimleri var. İl gündemine baktığımızda özellikle ATSO seçimlerinin çok çetin geçeceği şimdiden emarelerini göstermeye başladı.
Yıllardır ATSO’nun başında bulunan Hüsnü Serteser’in bu dönem çekileceği söylentileri vardı ancak yeniden aday olacağı konuşulmaya başlandı.
Haliyle de yeter artık diyen büyük bir grup Serteser’e karşı hamlelerini küçük küçük göstermeye başladı. Evet; yazımın girişinde ayet ve hadislerle koltuk hırsının ne kadar nefsani ve kötü bir olgu olduğunu vurgulamaya çalıştım.
Ne kadar fazla hizmetin olursa olsun, ne kadar güzel işler yaptığını düşünürsen düşün zamanında bırakmayı bilmiyorsan, hata üstüne hata yapmaya başlarsın.
Gözlerimizin önünde yaşanan bir süreci örnek vermek istiyorum: AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu; yıllarca bakanlık yaptı, memlekete onlarca hizmeti var. Geçtim Afyon’u Türkiye’nin dört bir yanında dev eserleri var. Yaptığı hizmetler saymakla bitmez. Ancak geldiğimiz noktaya baktığımızda “bi git artık” denilmediği kaldı. Kimse dikkate almıyor, sözü yer bulmuyor, yaptığı hamleler alay konusu oluyor, açıklamaları ti’ye alınıyor.
Peki neden böyle oluyor diye irdeleyecek olursak; Veysel hocamız hoş bir seda bırakma eşiğini geçti de ondan… Yani Bakanlıktan sonra Milletvekilliğine yeniden soyundu da ondan…
Halbuki bakanlıktan sonra çekiliverseydi, partinin ve Afyonkarahisar’ın önemli bir büyüğü olarak tarih sayfalarında önemli bir yere sahip olacak, adından belki de yıllarca söz edilecekti.
Bir ağabey konumunda sözleri yer bulacak belki herkes çözemediği noktalarda kendisine danışacaktı.
Ama öyle olmadı, bundan sonra da olmaz artık…
Zira; halen daha onu indireceğim, diğerini kaldıracağım, bana yakın olanı şah edeceğim, uzak olanı mat edeceğim derdine düşmüş. Yüzüne bakmadığı, bugüne kadar bir defa bile selam vermediği adamları ziyaret etmeye başlamış.
Basın camiasında, iş dünyasında, siyasi arenada, bürokraside kendince belirlediği, kendine yakın hissettiği kişi ve kurumların dışında hiç kimseyi dikkate bile almayan Sayın Hocamızın düştüğü durum bana göre içler acısı bir durum.
Hele hele 2023 seçimlerinde tekrar aday adayı olursa kendisini tamemen bitirmiş olur diye düşünüyorum. Evet bu örneklemeyi daha fazla detaya girmeden kapatacak olursak, koltukta kalmaya ısrarlı olanlar kendine ediyorlar farkında değiller…
Herşeyi geçtik, “yüz eskimesi” diye bir şey var. İnsan fıtratı gereği; aynı yüzleri yıllarca görmekten sıkılıyor.
Ne yaparsan yap, yolları altınla döşe istersen; çekilmek kendine yapacağın en büyük iyilik, en büyük erdem anlamına geliyor. Değişim ve gelişim insan fıtratının olmazsa olmazıdır.
“İki günü eşit olan ziyandadır” hadis-i şerifinde olduğu gibi herşey, herkes, doğa, alemler sürekli yenilenirken, değişirken, gelişirken sizlerin o koltuklarda ısrarla kalmaya çalışmanız evren yasasına aykırı bir kere…
Altınızda, sağınızda, solunuzda; sizlere, sisteme, siyasetinize yıllarca hizmet etmiş, yıllarca tecrübe edinmiş, yıllarca emek vermiş insanlara yer açın artık. Yol açın, önünü açın, gençlere destek olun artık…
Hep ben, hep bana anlayışı gütmeye devam ederseniz en büyük zararı kendinize verdiğiniz gibi memelekete de zararınız olmaya başlar.
Bu konuda yazacak detaylandıracak çok fazla şey var. Önümüzdeki günlerde bu konulardaki yazılarımızı sürdüreceğiz. Bu yazımızı: “koltuklar hizmet makamlarıdır, saltanat süreceğiniz makamlar değil” diyerek noktalayalım.