Mustafa DAĞHAN


Küçük insanlarla büyük işler yapılmaz!

Gazeteci-Yazar Mustafa Dağhan'ın kaleminden...


Sizin de çevrenizde, işyerinizde, sosyal ilişkiler içinde olmak durumunda kaldığınız insanlar arasında mutlaka vardır; “Beyni küçük, egosu yüksek insanlar..!”

Hayatları tamamen ego, kibir ve bencillik üzerine kurulmuş bu insanlar, siz ne yaparsanız yapın, ne kadar iyi niyetle yaklaşırsanız yaklaşın, ne kadar ortak hareket ederek “güzel işler çıkaralım, büyük hamlelere imza atalım” deseniz de bu tipler kendi hırs ve egolarıyla hem kendilerini hem sizi hem de konuyla ilgili olmak zorunda kalan herkesi zor durumda bırakırlar.

Bir de bu “beyni küçük egosu yüksek” insanların atalarından kalma mal ve zenginlikleri varsa görmeyin gitsin…!

Bu tipler kendilerini kaf dağında zanneder, tek güç, tek iktidar, tek otorite kendilerinin olduğunu düşünür, çevrelerine bu şekilde lanse etmeye çalışır, küçücük çıkarları için herkesi kullanmaktan çekinmezler.     

İnsanların özel gününde bile mutlu olmasını, herşeyin harika gitmesini, güzel bir enerji ve sinerji oluşmasını istemezler. Çekemezler, mutlaka bir aptallık, mutlaka bir egoistlik, mutlaka bir bencillik yaparlar.

Ufacık çıkarları için karşısında kim olursa olsun çiğnemekten, kullanmaya çalışmaktan, insanları aptal yerine koymaya çalışmaktan, küçük düşürmeye çalışmaktan asla çekinmezler.

Bilmezler ki; çapı kadar, kabı kadar, aklı kadardırlar...!

Atalarından miras kalan malvarlığıyla ve dahi zamanında edindikleri devamlı gelirleri ile hayatını idame ettirenlerin aşırı kibirli, aşırı bencil, aşırı egoist olmasını anlıyorum.

Onlar için hayat çok kolay tabi, hiç zorluk, sıkıntı, görmediler ki..! Çocukluklarından buyana hep bir bolluk içinde yaşadılar. Herşey, güç, kudret, nefsani istekler ayaklarına geldi, hazırdı, önlerindeydi.

Ne bilsinler ki; hayatını savaşarak ve mücadeleyle geçirmiş insanları..! Ne bilsinler ki; karşısına almaya çalıştıklarının kim olduğunu, ne bilsinler ki; küçük egoları yüzünden büyük fırsatları kaçırdıklarını..! Ne bilsinler ki; “bir elin nesi var iki elin sesi var” deyiminin manasını..!

Bu tipler; hazımsız olurlar, kendinden küçük(!) gördüklerini asla beğenmezler. Onlar için tek kıstas para, güç ve iktidardır.  Küçük(!) gördüklerini ezmeye, hrolamaya çalışır, büyük gördüklerinin karşısında gayet mülayim, gayet dürüst, gayet efendi tavırlar takınırlar.     

O yüzdendir ki siz ne kadar insani olursanız olun, ne kadar iyiliksever olursanız olun, ne kadar işbirliği içerisinde güzel işler yapabileceğinizi hayal ederseniz edin; bu küçük beyinliler hep bir saçmalık, hep bir egoistlik yaparlar.  

Şeytanları rahatsız olur bir kere..!

Bu tipler öyle hırslıdırlar ki; küçük yada büyük çıkarları için öyle hamleler, öyle saçmasapan işler yaparlar ki, akıllara zarardır.

Alışageldikleri güç ve iktidarı sürdürmek ve devamlılığını sağlamak için her yolu denerler, asla vazgeçmezler. Kurdukları yapıyla da sürekli olarak birbirlerini referans göstererek, iyi görünürler, hayırsever görünürler.

Haliyle de bazı güç odaklarını ele geçirmek, avuçlarının içine almak, kontrol etmek bunlar için hiç zor olmaz. Zaten fıtrat itibariyle güç ve paraya doğuştan zaafı olan sürüler ise çok kolay bir şekilde ışığa doluşan sinekler gibi çekim alanlarına girerler.

Velhasılı kelam bu defa bilinçli birisi var karşınızda, koyun sürülerinin içinde değil o, hiçbir zaman olmadı da…!

Savaşmayı, mücadeleyi iyi bilir, zira hayatı böyle geçti. O ışığın büyüsüne kapılan bir sinek olmayacak, zira karanlıklardan tek başına geçti.

Söylenecek çok şey varda; şimdilik Ali İmran Suresinin 12 . ayeti ile sözlerimizi noktalayalım;  “Gerçeği yalanlayan nankörlere de ki: Yakında yenileceksiniz ve Cehennem'e sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir!"