Yazımın içeriği 10 Ocak çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili olacak. İşlerimin yoğunluğundan biraz geç oldu ama yazmasam da olmayacaktı.
Malum 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde Gazeteciler Cemiyetinin organizasyonuyla bir gece düzenlendi. Grup Gündoğarken’in konser verdiği gecede aynı zamanda İdareciler Günü olması sebebiyle ilimizin protokol üyeleri ve idarecileri de hazır bulundu.
Çalışan Gazeteciler Gününün her gazeteci için özel bir gün olması ve yılda 2 defa da olsa onurlandırıldığı günlerden birisi olması nedeniyle benim açımdan da önem arzediyor.
Şimdi birileri bizi yine düşman ilan edecek ama olsun yinede geceyle ilgili eleştirilerimi dile getirmek istiyorum.
Yukarıda da belirttiğim gibi gazetecilerin 2 önemli günü var: 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve 24 Temmuz Basın Bayramı… Bu özel günler bizim için değerli, bir o kadar da sevildiğimizi, sayıldığımızı hissettiğimiz, onure edildiğimiz günlerdi.
Taki geçen yıl ki 24 Temmuz Basın Bayramına gelene kadar…
Ne hikmettir ki 2 defadır Gazeteciler Cemiyeti organizasyonuyla yapılıyor bu özel günler… Yıllar boyu süregelen bir gelenek son 2 özel günde yerle yeksan edildi.
Önceki yıllarda Valilik, Belediye, Rektörlükler, Siyasi Partiler ayrı ayrı davetler verir, hatta davet öncesi davetiyeler gönderilir, olmadı telefonla tek tek aranır özel olarak davet edilirdik.
Olması gereken tam da budur. Zira; gün bizim günümüz ve bizleri seven, sayan insanlar bizi incelikle, nezaketle davet eder, onurlandırır. Son 2 özel gündür olay bir acayipleşti.
Atalarımızın çok güzel bir sözü vardır: “Şaşkın misafir ev sahibini ağırlar” diye…
Önceki yıllarda; yılda 2 defa da olsa bize değer verdiklerini göstererek, kurumlar, siyasiler bizleri ağırlarken şimdi Gazeteciler Cemiyeti kurumları, siyasileri, bürokratları ağırlıyor. Gel de bu durumu kaleme alma…
İşin kötüsü; “biz onlara gebe mi kalacağız, biz herkesi davet emeliyiz, biz onları kendi paramızla ağırlamalıyız” diyen aklı evvelin birisi yüzünden ortaya çıkan bu durum bundan sonra düzeltilmeli diye düşünüyorum…
Zira; biz tüm yıl boyunca haberlerimizle, yazılarımızla, yayınlarımızla hemen her gün, siyasileri ve bürokratları yayın organlarımızda ağırlıyoruz. Onlar da yılda 2 defa bizleri onure etmiş oluyorlar. Bunda ego yapacak hiçbir durum yokken aklıevvellik ve bencillik “Şaşkın Misafir” pozisyonuna sokuyor.
Diğer yandan gece için cebinizden para ödememişsiniz. Zira verilen yemeği; kurum ismi vermeden söyleyeyim, sponsorlar karşılamış… Hani kimseye gebe kalmayacaktınız?
İlla herkesi ağırlamak istiyorsunuz, illa bizde bir gece düzenleyelim diyorsunuz, bir gün önce yada bir gün sonra yapın. Sonuçta size üye olmayan gazeteciler de var ve niye insanların bu özel gününü katlediyorsunuz?
Öte yandan İdareciler Gününü de katlediyorsunuz, sizin yüzünüzden ayrı bir program yapılmak zorunda kalınıyor! Afyonkarahisar Valiliği önceki, yıllarda İdarecileri de bizleri de davet eder, hepimizi birlik, beraberlik içerisinde misafir ederdi.
Öte yandan bu durum sizin işinize geliyor; canınızın istediğini davet edip, düşman ilan ettiğinizi davet etmiyorsunuz. Canınızın istediğini baş köşelere oturtup, “Çalışan” gazetecileri kıyılarda, köşelerde oturtuyorsunuz. Ne kıymetliymiş sizin için ön saflarda boy göstermek. Bu ne ego, bu ne kibir anlayamadım gitti…
Gecede yaşanan sorunları yazmayacağım, zira onlar kendi içinizde cereyan etmiş, halledilebilecek sorunlar. Diğer yandan; “kol kırılır, yen içinde kalır.”
Ama yukarıda belirttiğim durum önemli bir durum. Bu durumun önümüzdeki günlerde düzeltileceğini umuyor, nezaket ve incelikle selamlarımı iletiyorum.