“Davud! Biz seni ülkede hükümdar yaptık, sen de insanlar arasında adaletle hükmet, keyfine / nefsinin hevesine uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın.” (Sad, 38/26)
“Resulüm! Eğer hüküm verirsen, aralarında adâletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adâletli davrananları sever.” (Maide, 5/42)
Allah’ın ayetleriyle başladım ki; Afyonkarahisar’ın yöneticileri, mülk-i amirleri aklederler de adaleti, iyiliği unutmayarak heva-heveslerine kapılmazlar belki diye düşündüm.
Son yazımda; gazeteciliğin zorluklarından bahsetmiş, bürokratların ve siyasilerin yanlışlarını söylemekle, onları uyarmakla yükümlü olduğumuzu dile getirmiştim. Anlaşılmamış sanırım, ya da önemsenmemiş!
Şimdi şunu net bir şekilde söylemek istiyorum: görmezden gelerek, dikkate almamaya çalışarak, önemsemeyerek, inatla yöneticilik yapılmaz!
Son dönemlerde Afyonkarahisar’ı tanıtma yarışına girdik. Afyonkarahisar Valiliği başta olmak üzere Belediye, Kaymakamlıklar ve diğer tüm kurumlar tanıtım için herşeyi yapıyorlar. Ne güzel, olması gereken budur ve Afyonkarahisar basını da bunun için elinden geleni yapıyor.
Buraya kadar bir sorun yok!
Sorun tanıtım adı altında harcanan milletin parasında…!
Ben Sayın Valimiz Gökmen Çiçek’ten özellikle randevu alarak, bazı hususları arzetmeye çalıştım ama dediğim gibi önemsenmemiş, yada yanlış anlaşılmış gibi duruyor.
Baştan söyleyeyim; Sayın Valimiz Afyonkarahisar’a gelmiş en kıymetli Valilerimizdendir. Çalışkanlığı, birşeyler yapmaya çalışması, kalitesi, kalibresi, insanlığı, üretttiği, üretmeye çalıştığı projeler hepimizin bildiği, takdirle karşıladığı konulardır.
Hatta biz gazeteciler de ilk geldiği günden buyana kendisine her türlü desteği verir, birçok hizmetinden de övgüyle söz ederiz.
Bunu yaparız yapmasına da yanlışlar ne olacak? Onları da bir yere kadar görmezden gelebiliyoruz.
“Yemini bizde yer, başka yerde yumurtlar!” atasözü tam da Afyonkarahisar basınının makus talihini anlatan bir durum malesef…
İnsanı kırk yıl sırtında taşırsın, ama yaranamazsın. Siyasiler, kurumlar hemen hergün haberler gönderirler, programlarına, etkinliklerine davet ederler, sayemizde koltuklarını korurlar, sayemizde bir yere gelirler ancak bizi tanımazlar.
Evet amiyane tabirle; yemi bizden yerler ama yumurtayı il dışına, yani ulusal basına bırakırlar.
Ne demek bu; Afyonkarahisar basını sayesinde belli bir ivme kazananlar ulusal basını Afyonkarahisar’a davet ederek, milyarlar veriyorlar.
Son dönemlerde ulusal gazeteler, dergiler, televizyonlar Afyon’u yol etti. Afyonkarahisar basınına yılda 2 defa ilanı, 3 kuruşa çok görenler, ulusal yayın kuruluşlarına milyarlarca lira ödeme yaparak Afyon’da en lüks otellerde ağırlıyorlar.
Belki siz bizim nemalandığımız için Valiliğe, Belediyeye, kurumlara bu kadar destek verdiğimizi sanıyorsunuz ancak maalesef zerre faydaları yoktur. Afyonkarahisar Valiliği başta olmak üzere hiçbir kamu kurumundan 1 kuruş gelirimiz yoktur. Biz kurumlara desteğimizi şevklenmeleri, azimli olmaları, memleketimize faydalı olmaları için veriyoruz.
Ama bazı şeyler artık haddi aşmaya, sınırları zorlamaya, zorumuza gitmeye başladı. Gastronomi adı altında yapılan tanıtımda milyarlar, bilemiyorum ama trilyonlar harcandı.
Festivaller, Afyon’da ağırlanan misafirler, Türkiye’nin önde gelen şehirlerinde, yurtdışında yapılan etkinlikler, reklamlar gibi gibi…
Hatta Belediye Başkanı Sayın Zeybek, eşi başta olmak üzere, 20-25 kişilik bir heyetle geçtiğimiz ay Balkanlar turu yaptı. Birçok ülkeyi gezen Sayın Zeybek, bunları cebinden ödemiş olamaz ve merak ediyoruz ne kadar harcadı diye?
Öte yandan birçok yemek programı yapan ulusal televizyon kanalları, gazeteciler, dergiciler dönem dönem Afyon’a davet edildi, ediliyor. En lüks otellerde ağırlanan programcılara ağırlamanın dışında, yayın karşılığında ödemeler yapıldı. Ne kadar ödendi, bunları da merak ediyoruz?
Pagan inanışına sahip Friglerin tanıtımından da geri durmuyoruz. Sürekli reklamlar, tanıtımlar, geziler, ağırlamalar gırla gidiyor. Tanıtım güzelde vatandaş soruyor Vali beye; bugüne kadar devletin kasasından Frigya’ya ne kadar harcandı? Bunca harcamanın karşılığını Afyon alabilecek mi?
Cevap verirlerse onu da paylaşacağız elbette…
Vatandaş ayrıca şunları da söylüyor: “Elbette Afyonkarahisar’ı tanıtalım, elbette turist çekelim, girdi olur da, şu ekonomik krizde bunca harcamaya yazık değil mi? Tanıtımdan önce sayın siyasiler, sayın bürokratlar esnafın, asgari ücretlinin, dar gelirlinin sorunlarına eğilse, onlar için projeler geliştirseler daha iyi olmaz mı? Bizden alınan vergilerin buralara çarçur edilmesi yanlış değil mi?” gibi birçok şey söylüyorlar.
İşin dedikodu boyutları da var ama onları yazmayacağım.
Velhasılı; yukarda verdiğim ayetlerde de belirtildiği gibi; yönetici adil olmalı, yönetici eşit olmalı, yönetici hakkı, hukuku gözetmeli, milletin parasını millete harcamalı, ahde vefalı olmalı, yapılan iyilikleri unutmamalı, halk adamı olmalı, önce halkın sorununu çözmeli…
Halkın gönlüne giremediğiniz sürece yolları altınla döşeseniz kime ne?
