Rasime Fedakar


Zulm ile abâd olanın, âhiri berbad olur…

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Rasme Fedakar'ın kaleminden...


Az bir zamanda dünyanın yarısını fetheden Makedonya’lı Büyük İskender’in geometriyi çaba göstermeden hemen öğrenmeye heveslendiği ve bu amaçla bir matematikçi ile irtibata geçtiği rivayet edilir.

Yunanlı matematikçinin cevabı şudur: “Geometri öğrenmenin krallara mahsus yolu yoktur”.  Öğrenmek elbette biraz ilgi, zaman ve beceri temelli bir süreç. Biz de sizinle, bilginin ve düşüncenin çizgisinde bu köşede buluşup öğreneceğiz ve dünyayı okumaya gayret edeceğiz.

Aslında bu ilk yazımda “Pandemi Sürecinde Devlet Destekleri” konularına değinerek Covid-19  sürecini ekonomik anlamda değerlendirmeyi düşünüyordum. Kredi, faiz ve finansman düzenlemeleri, vergi ertelemeleri, KOSGEB’den 3’lü koruma paketi, kısa çalışma ödeneği, kamu bankalarından “İşe Devam Kredisi”, kira sözleşmeleri ile ilgili düzenlemeler, KOBİ’lerin alacaklarına devlet güvencesi, hatta biraz da dünyada pandemi sürecindeki olan bitene dair konulardan bahsedecektik.

Ancak geçen akşam Hatay’da başlayıp ciğerimizi yakan orman yangınını, Kahramanmaraş’ta ve Trabzon’da çıkan yangın haberlerinin takip etmesi ile bu konulardan bahsetmeye karar verdim.

Henüz nedeni araştırılan bu yangınlardan Hatay’daki yangını, bugüne kadar Türkiye’nin birçok yerindeki yangınlardan sorumlu olan terör örgütü PKK üstlendi.

PKK adına ormanları yakıp doğayı katleden teröristler, kendilerine “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” adını vermişler. Hayasızca, biz yaktık diyorlar. Kurdu kuşu, börtü böceği biz yaktık diye şarkılar söylüyorlar…

Onların yaptığı bu suçun karşılığı zamanda geriye gitseydik eğer;

Orta Asya steplerinde Cengiz Yasalarına göre ağaç mübârek bir varlık kabul edilirdi, sebepsiz ve izinsiz ağaç kesmek, idamı gerektirirdi.

Fâtih Sultan Mehmed; “Ormanlarımdan izinsiz ağaç kesenin başını keserim” demişti.

Atalarımız tabiata çok itinayla yaklaşmışlar ve çıkar sağlamak için kasten orman yakanlara müebbeden kürek çekmeye varan ağır cezalar vermişlerdi.

Peki ya günümüz Avrupa ve Amerika’sında olsalardı;

İtalya’nın Milano şehrinin kuzeyinde bulunan Como bölgesinde geçtiğimiz 2019 yılında çıkan yangından sorumlu olduğu belirtilen iki öğrenciye 13,5 milyon Euro ceza verildi.

ABD'de bir yargıç Oregon eyaletinde aylar süren orman yangınını başlattığını itiraf eden 15 yaşındaki çocuğa 36 milyon dolardan fazla ceza kesti.

Örnekleri artırabiliriz. Ancak gördüğümüz şu ki, insanlığın ortak malı olan, sayısız canlıya barınak ve insanımıza hayat kaynağı olan ormanlara yönelik suç teşkil eden davranışlar asla cezasız kalmamalı ve caydırıcı olmalıdır.

Ülkemizde, 6831 sayılı Orman Kanununa göre;

Örgüt kapsamında işlenen orman yangını suçu için müebbet hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası,

Kasten işlenen orman yangını suçu için 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve on bin güne kadar adli para cezası,

Taksirle işlenen orman yangını suçu için 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası,

Anız yakmanın da içinde bulunduğu ihmali davranışla orman yangınına sebep olma suçu için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezasına hükmolunur.

Ülkemiz yargısından da örmek bir kararı verelim:

Pendik’teki Aydos Ormanı’nda 2019’da PKK terör örgütü adına yangın çıkartan kişi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozmak” suçundan müebbet hapis ve “Silahlı terör örgütü faaliyeti çerçevesinde devletin ormanını yakmak” suçundan 25 yıl hapis ve 20 bin TL adli para cezasına çarptırılmıştır.

Yüzlerce kişinin evsiz kalması, tarım arazilerin kül olması, yaban hayatının tehlikeye atılması hatta atmosfere ve ozon tabakasına verilen bu zarar elbette, insana, doğaya, bugünümüz ve yarınımıza kastedenlere yüce Türk adaleti ve milletin maşeri vicdanı hesabını soracaktır.

Son bir söz;

Zulm ile abâd olanın, âhiri berbad olur…

Esen kalın…