Mustafa DAĞHAN


ATSO SEÇİMLERİ…

Gazeteci-Yazar Mustafa Dağhan'ın kaleminden...


Malumunuz önümüzdeki günlerde 3 önemli STK’nın seçimi var. Afyonkarahisar BARO’su, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası ve Afyonkarahisar Ticaret Borsası’nın seçimleri…

Her 3 STK’da da 2 isim yarışıyor. BARO’nun mevcut Başkanı Turgay Şahin’in karşısına Av. Murat Çelikbaş çıktı. Ticaret ve Sanayi Odasının mevcut Başkanı Hüsnü Serteser’in karşısına Önder Artuk, Ticaret Borsası’nın mevcut Başkanı Mehmet Mühsürler’in karşısına ise yine mevcut meclis başkanı Fahrettin Zobalı çıktı.

Her biri ayrı ayrı gündem maddesi olduğundan ve uzun uzadıya değerlendirmek gerektiğinden bugünki yazımda Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasının seçimlerini değerlendirmek istiyorum.

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası iş dünyasının nabzının attığı trilyonlarca lira bütçesi olan bir kuruluş. Haliyle de koltuk değerli…

Aylardır Afyonkarahisar esnafı olsun, işadamları olsun, vatandaşlar olsun yapılacak olan bu seçimi değerlendiriyor, yorumlar yapıyor, toplantılar temaslar kuruyorlar.

Anlayacağınız dedikodu çok…

Oldukça değerli olan bu koltukta 3 dönemdir oturan Hüsnü Serteser, 3 dönem kuralına rağmen bu dönem “yeniden isteniyorum” diye tekrar aday oldu.

 Dün de lüks bir otelde yemekli bir toplantı gerçekleştirerek adaylığını deklare etti ve orada ekmek ister gibi “bir defa daha bizi seçin” dedi.

Serteser, düzenlediği basın toplantısında, müteaahitliğine vurgu yaparak; “En az konutu bu dönemde yaptım. Çünkü ATSO’ya o kadar çok emek verdim. Eğer takdir ediyorsanız basının önünde sizden şunu rica ediyorum. Gelin bizi bir defa daha seçin” dedi.

ATSO’ya hizmet etmekten kendi işlerini bile askıya aldığını, hizmet etmek konusunda çok yorulduğunu ama güzel hizmetler yaptığını belirterek bir şans daha istedi.

20 yıldır gazetecilik yaptığımızdan ATSO ile ilgili Hüsnü Serteser’le ilgili tüm detayları biliyoruz. Yaptıkları hizmetleri ve yapmadıklarını da biliyoruz. Gerçi kendi de söylemiş; herkes de biliyor.

3 dönem boyunca yani 13 yıldır hizmet olarak yaptıklarına gelince; hafızamızda kalan en büyük iş ATSO Hizmet Binasıdır. Onu da kredi çekerek yaptığını ve borçlarını henüz bitiremediğini kendisi söyledi.

Başka ne yaptı diye bakacak olursak; bol bol hizmetiçi eğitim verdirmiş, bol bol akreditasyon çabası ve çeşitli eğitimler verilmiş. Başka ne var, yok...!  13 yıldır Sayın Serteser’in elle tutulur, gözle görülür yaptığı hiçbir şey yok aslında…

Kendisine soralım burdan; 13 yıl boyunca Afyonkarahisar’a kaç tane sanayici, işadamı getirdin? Kaç tane fabrika kurulmasına vesile oldun? İhracaatı artırmak için ne gibi projelerin oldu, ihracatı mermer dışında artırabildin mi?

İşadamları  ve ATSO’ya üye esnaflar için, kazançlarını artırmak adına ne gibi projeler ürettin, ürettinse ne gibi bir faydası oldu?

Sonuçta yaptığın bina yenilmiyor, içilmiyor. Bu binayı o kadar lüks yapmanın sebebi işadamları için miydi, kendi egon için miydi?

2. OSB’nin kurulmasından söz etmişsin, 2. OSB’nin kurulmasında senin emeğin ne kadar? Siyasilerin, bürokratların Afyonkarahisar Valiliğinin, hatta ilgili tüm paydaşların emeği ve gayretiyle olmuş olmasın! 

Sana yakın olan isimler için Afyonkarahisar’da ne gibi girişimlerde bulundun? Onları ihya ettin mi, etmedin mi? Sana yakın olmayanları dışladın mı?

Senin için çok egolu, yürüyen kibir diyorlar, doğru mu? İş dünyasına faydalı olmaya çalışmak yerine Afyonkarahisar’ın dengeleriyle mi oynamaya çalıştın?

Afyonkarahisar ekonomisine ne kadarlık katkın var? Mermer ve termal gibi doğal yer altı ve yerüstü zenginliğimiz olmasına rağmen Afyon bölgede ne durumda? Uşak, Kütahya, Isparta gibi iller ekonomik açıdan bizi geçmek üzere mi? Doğal zenginliklere bakıldığında Afyonkarahisar’ın İzmir’e yakın bir il olması gerekmez mi?

Yöneltilecek soru oldukça fazla ama sayın Serteser, en azından sorduğumuz şu sorulara yanıt verirse onu da yayınlayacağımızı belirtmek isterim.

Diğer yandan farklı bir konuya gelecek olursak daha önce “Koltuk” başlığıyla bir yazı yazmıştım. O yazımda da söyledim: Koltuklar bazen insanları hırsa sürükleyebiliyor. Güç zehirlenmesi, nefsi duygular, ego ve kibire yol açabiliyor.

Tekrara düşmemek adına okumak isteyenler için linki bırakıyorum:

https://afyonmansethaber.com/kose-yazilari/koltuk-538.html

Önder Artuk’a gelince; kendisini çok tanımam. En azından Hüsnü Serteser kadar tanımam. Duyduğumuz, gözlemlediğimiz kadarıyla vizyon sahibi, başarılı bir işadamı. Kaliteli, işi ve ticareti sağlam ve herhangi bir defosunu da duymadım.

İşin özü memleketimiz için hayırlısı neyse o olsun. Biz memleket derdindeyiz, Afyonkarahisar’ın daha fazla gelişmesi, iyileşmesi için açıkcası ben değişimden yanayım.

Demem o ki; çekilmeyi bilmek lazım, yeni isimlere yol açmak, kurum ve kuruluşları metal yorgunluğundan kurtarmak lazım.